Ticari hayatın vazgeçilmez bir unsuru olarak “ileri tarihli çek”in varlığı karşısında mühletin, ileri tarihli çeklere etkisinin akıbetinin ne olacağına ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Bu nedenle konkordatoya tabi olan bir alacak için keşide edilen ve düzenleme tarihi mühlet içerisine denk gelen “ileri tarihli çeklerin” mühletten nasıl etkileneceği sorunu gündeme gelmektedir.
Çek Kanunu m. 3’e göre, kanuni ibraz süresi içinde ödenmek üzere muhatap bankaya ibraz edilen çekin, karşılığının kısmen veya tamamen bulunmaması hâlinde hamilin talebi üzerine muhatap banka tarafından “karşılıksızdır” işlemi yapılır. Çek Kanunu m. 5’e göre, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilir.
Konkordato mühleti verilmiş olan borçlunun, kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmiş ve banka tarafından borçluya konkordato mühleti verilmesi sebebiyle ödenmemiş çek ile ilgili olarak çek düzenleme yasağına tabi tutulması, borçlunun ticari faaliyetlerinin devamını imkânsızlaştıran bir durumun ortaya çıkmasına neden olur. Bu nedenle konkordato ilan etmiş bir şirket tarafından keşide edilen ve düzenleme tarihi mühlet sürecine denk gelen çekler açısından da aynı uygulamanın gerçekleştirilmesi doğru değildir.
İstanbul 17. Bölge Adliye Mahkemesi, konkordato mühleti verilmiş olan borçlunun ihtiyati tedbir yoluyla keşide edilen çeklerin karşılıksızdır işlemine tabi tutulmasının önlenmesi talebinin ilk derece mahkemesi tarafından reddedilmesi üzerine:
“Davacı şirket vekili, bahse konu çeklerin arkasının yazılmamasını talep etmediklerini, şirket tarafından keşide edilen çeklerin muhatap bankaya ibraz edilmesi hâlinde bankalar tarafından “Konkordato geçici mühleti verildiğinden işlem yapılamayacağına ilişkin şerh düşülmesine” dair tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini ileri sürmekte ise de dava dilekçesinin Netice-i talep kısmının (h) bendinde “şirketin keşide ettiği çeklere karşılıksız şerhi vurulmasının önlenmesine” şeklinde talepte bulunduğu, 04/10/2018 tarihli dilekçede de aynı talebini yenilediği, ilk derece mahkemesinin de bu talebe göre karar verdiği, istinaf aşamasında ise talebin yukarıda açıklandığı şekilde değiştirilmesinin HMK’ nin 357/1.maddesindeki ilkeye aykırı olduğu, dava dilekçesindeki talebe göre ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının bu konudaki istinaf talebinin reddine..1”
denilmek suretiyle hüküm tesis etmiştir. Bu karardan çıkan sonuç; borçlunun ihtiyati tedbir yoluyla çeklerin karşılıksızdır işlemine tabi tutulmamasını talep edemeyeceği, ancak karşılıksızdır şerhi yerine geçici mühlet verildiğinden işlem yapılamayacağına ilişkin şerh düşülmesini talep edebileceğidir.
“Karşılıksızdır” şerhi yerine konkordatoya ilişkin şerh düşülmesinin talep edildiği ancak talebin ilk derece mahkemesi tarafından reddedildiği bir olay üzerine istinaf yoluna başvurulmuş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 16.05.2019 tarihli ilamında şu şekilde karar vermiştir:
“Konkordato talep eden borçlu, konkordato mühleti içinde talepten önce keşide ettiği çeklerin bedelini ödememesi halinde cezai yaptırıma maruz kalacak ve çek keşide etme yasağı ile elindeki bütün çek yapraklarını ait olduğu bankaya ibraz etmekle yükümlü olacaktır. Bu durunda ki borçlunun yasal düzenleme kapsamında yeni çek hesabı açması da mümkün olmayacaktır. Ticari hayatını büyük nispette keşide ettiği çeklerle sürdüren borçlunun keşide ettiği çeke “karşılıksızdır“ şerhi yazılması, borçlunun konkordato teklifinin başarıya ulaşma ihtimalini zorlaştıracak, hatta imkânsız hale getirebilecektir. Zaten likitide sıkıntısı yaşayan borçlu için böyle bir yaptırım, borçlu şirketin faaliyetlerini sürdürmesini imkânsız hale getirebilecektir.
…Konkordato talebi üzerine, kanunda öngörülmeyen ancak mahkemece verilebilecek ihtiyati tedbirlerin amacı, yukarıda ifade edildiği üzere, konkordato talep eden borçlunun malvarlığını veya işletmenin bütünlüğünün korunması ve konkordatonun amacına ulaşmasının sağlanmasıdır… Oysa konkordatoda temel ilke borçlunun malvarlığının başında bulunması ve işletmesini yeniden sağlam bir yapıya kavuşturmasıdır. Bu dönemde, borçlunun tedbirlerin alınmaması sonucunda malvarlığının tasfiye edilmesi durumu ile karşılaşması hali, konkordato kurumunun amacı ile bağdaşmayacaktır. Farklı nedenlerle, nakit döngüsünde ciddi sıkıntılar yaşayan, mali yönden ödeme güçlüğü içinde olan ve bu sebeple konkordato talebinde bulunan borçlu şirketin, ticari hayatının devamında önemli yer tutan keşide ettiği çeklerin bankaya ibrazında “ karşılıksızdır “ şerhi yazılması, yukarıda ayrıntılı şekilde ifade edildiği üzere, çek kanunu kapsamında karşılaşacağı yaptırımlar ve özellikle, adli para cezası, elindeki bütün çek yapraklarını ait olduğu bankaya iade etmekle yükümlü olması, yeni çek hesabı açılamayacağı, mevcut olan organ üyelikleri görev sürelerinin sonuna kadar devam etse dahi, yasaklılık süresi içinde sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamamaları halleri gözetildiğinde, proje kapsamında borçlarını ödemek suretiyle alacaklıların İflas tasfiyesine göre daha iyi bir şekilde ve eşit koşullar altında tatmin etmeye yönelik konkordato ile ulaşılması öngörülen hedefe uygun düşeceğinin kabulü mümkün görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle 2004 sayılı İİK 287. maddedeki mahkemenin borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır düzenlemesi de göz önünde bulundurularak, konkordatonun amacı ile aykırı düşmeyecek olan, borçlu şirketin keşide etmiş olduğu çeklerin muhatap bankaya ibrazı ve karşılığının olmaması halinde “ Karşılıksızdır “ şerhi düşülmeyerek, geçici mühletin ilan tarihi sonrasında bankaya ibraz edilen borçlu şirketin keşide ettiği ve karşılıkları bulunmayan çekler yönünden, “konkordato tedbiri“ şeklinde şerh düşülmesi yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, buna ilişkin talebin reddi isabetli görülmemiştir2.”
Nitekim İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 22.12.2020 tarihli ilamında “karşılıksızdır” şerhi yerine “konkordato tedbiri” yönünde şerhin düşülmesine şu ifadelerle karar vermiştir:
“Davacılar vekilinin 16/12/020 tarihli dilekçeleri çerçevesinde davacılar lehine geçici mühletin verildiği 04/12/2020 tarihi saat: 10:01 sonrası başlayıp ileride mahkememizce konkordato tasdiki veya konkordato talebinin reddine dair kısa kararın verileceği tarih ile sınırlı olmak üzere ve davacıların düzenlediği çeklerin bankalara ibraz edilmesi halinde davacılara ait çeklere “karşılıksızdır” kaşesi yerine, “konkordato tedbir şerhi” kaydının düşülmesine,
Buna göre;
a) Süresinde bankaya ibraz edilen ve karşılıksız çıkan davacılara ait çekler yönünden “konkordato mühleti nedeniyle işlem yapılamadığının ve karşılıksız kalan miktarın” muhatap banka tarafından çek üzerine yazılması suretiyle davacılar lehine tedbir kararı verilmesine,
Bu yöne ilişkin tedbir kararının açıklanan şekilde bankalar tarafından infaz olunmasına…3”
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi de 02.02.2021 tarihli ilamında aynı yönde hüküm tesis etmiştir:
“… Davacıların mühlet tarihinden önce keşide etmiş oldukları çeklerin yasal süresi içinde bankalara ibraz edilmesi halinde “karşılıksızdır” kaşesi yerine, “konkordato şerhi” kaydının düşülmesine, bu konuda bankalara müzekkere yazılmasına…4”
Kanaatimizce ticari hayatını büyük ölçüde keşide ettiği çeklerle sürdüren konkordato sürecindeki şirketlerin, keşide ettiği çeke “karşılıksızdır” şerhi yazılması, konkordato kurumunun amacı ile bağdaşmamaktadır. Zira konkordatoda temel amaç borçlunun malvarlığının başında bulunması ve işletmesini yeniden sağlam bir yapıya kavuşturmasıdır. Dolayısıyla muhatap bankaların kendilerine tevdi edilen çeklere “karşılıksızdır” şerhi yerine uygulamada olduğu gibi “borçlu hakkında mühlet kararı verildiği gerekçesiyle herhangi bir işlem yapılamadığı” yönünde bir şerh düşülmelidir5.
1. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 17. HD., E. 2018/2680, K. 2018/2187 ve 13.12.2018 tarihli ilamı için bkz: Lexpera İçtihat Bilişim Bankası.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 17. HD., E. 2019/492, K. 2019/894 ve 16.05.2019 tarihli ilamı için bkz: Lexpera İçtihat Bilişim Bankası.
3. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E. 2020/702 ve 22.12.2020 tarihli kararı.
4. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E. 2021/74 ve 02.02.2021 tarihli kararı.
5. Murat Oruç/ Özgür Çatıkkaş/ Cafer Şuekinci, Hukuki ve Mali Yönleriyle Konkordato, İkinci Bası, İstanbul, 2020, sh. 55