Limited Şirket’te ortaklık sıfatının kazanılması iki halde mümkündür. Bunlar “aslen” ve “devren” iktisap şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Aslen iktisap; şirket kuruluşu, birleşme yahut bölünme halinde sahipsiz kalan payların iktisabı veya sermaye artırımı halinde mümkündür. Devren iktisap ise şirketteki pay sahipliğinin, akdedilecek bir sözleşmeyle devredilmesi yoluyla yahut cebri icra kanalı ile açık artırmadan satın alınması şeklinde kazanılmasıdır.

 

Görüldüğü üzere limited şirkette esas sermaye payı, niteliği itibariyle devri mümkün olan bir malvarlığı niteliğini haizdir. Nitekim 6102 sayılı TTK m. 593 uyarınca ortaklık payının, herhangi bir şirket ortağı tarafından diğer ortaklardan birisine veya üçüncü bir kişiye devredilmesi mümkün kılınmıştır. Şayet payını devreden ortağın şirkette başkaca bir payı olmaması halinde bu durum kendisi için ortaklıktan çıkma; devralan içinse ortak sıfatının kazanılması sonucunu doğurmaktadır.

 

Limited şirket, genellikle güven üzerine kurulan bir şirket niteliğini haiz olduğundan ortakların az olması ve ortakların kişiliklerinin önem arz ettiği ifade edilmelidir. Bu nedenle kanun koyucu tarafından payın devrini konu edinen sözleşmelerin öngörülen şekillerde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Öngörülen bu şekilden bağımsız olarak da ortakların, şirket sözleşmesinde yapacakları düzenleme ile pay devrini daha ağır şartlara bağlama veya tümüyle yasaklama olanağına sahip oldukları da ayrıca ifade edilmelidir (Bkz. TTK m. 595/f.4).

 

TTK m. 595/f.1 uyarınca limited şirkette esas sermaye payının devri ile devir borcu doğuran diğer tüm işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noter makamınca onaylanır. Yasada öngörülen bu şekil ise geçerlilik şekli olarak kabul edilmiştir. Nitekim Yargıtay 10. Hukuk Dairesi1 şekil şartının yerine getirilmesinin kanunen zorunluluk arz ettiğini 28.03.2016 tarihli ilamında aynen şu ifadelerle ortaya koymuştur:

 

(…) belirtilen tarihte yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu’nun 520. maddesinde limited şirketteki pay devri ile ilgili olarak; “Bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartiyle hüküm ifade eder. Devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması şarttır… Payın devri veya devir vadi hakkındaki mukavele yazılı şekilde yapılmış ve imzası noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi, hüküm ifade etmez.” şeklindeki düzenleme mevcuttur. Bu hükümden dolayı, pay devirlerinde şekil şartının yerine getirilmesi yasal bir zorunluluktur. (…)”

 

Devredilen pay ile birlikte o paya bağlı tüm hak ve yükümlülüklerin de devredilmesi söz konusu olacaktır. Bu itibarla tarafların, devir sözleşmesinde tüm yan ve ek yükümlülükleri ayrı ayrı ve detaylı bir biçimde düzenlenmesinde fayda bulunmaktadır. Böylelikle payı iktisap eden kişi, ne gibi haklara sahip olduğunu ve ne tür yükümlülükler altına girdiğini devir ile birlikte öğrenmiş olacaktır.

 

Gerçekleştirilen pay devrinin, şirkete karşı geçerliliği ise işlemin şirket genel kurulu tarafından onaylanmasına bağlıdır. Bu husus TTK m. 595/f.2 hükmünde:

 

“Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.”

denilmek suretiyle açıkça ifade edilmiştir.

 

Bahse konu onay işlemi içinse kanunda özel bir nisap öngörülmüş değildir. Bu nedenle onay kararının genel nisap uyarınca “toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu” ile alınması gerekmektedir (TTK m. 620). Fakat bu nisabın şirket ana sözleşmesi ile artırılması da mümkündür. Ancak hemen ifade edelim ki pay devrinin “miras yoluyla”, “cebri icra yoluyla” yahut “eşler arasındaki mal rejimi hükümleri yoluyla” intikali halinde genel kurulun onayına ihtiyaç bulunmamaktadır.

 

Genel Kurul’un öngörülen oranda onay vermesi, devir işleminin şirket tarafından da tanınmış olması anlamına gelecektir. Son olarak devir işleminin şirket pay defterine kaydedilmesi ve ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi ile hukuka uygun bir pay devri söz konusu olacaktır. Ezcümle, TTK m. 595 uyarınca devren iktisap yoluyla geçerli bir pay devrinin mevzu bahis olabilmesi için:

 

  1. Limited şirket hisse devir sözleşmesinin yazılı şekilde akdedilmesi,
  2. Sözleşmede yer alan imzaların noter tarafından onaylanması,
  3. Şirket genel kurulu tarafından toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile onaylanıp karara bağlanması,
  4. Şirket genel kurulunca alınan kararın şirket pay defterine kaydedilmesi ile ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi,

gerekmektedir. Hisse devrinin yasal olarak geçerliği için bahse konu şartların sağlanması mutlak surette elzemdir.

 

  1. Yargıtay 10. HD., E. 2015/8538, K. 2016/4277 ve T. 28.03.2016; Aynı yönde Yargıtay 11. HD., E. 2017/1041, K. 2018/5002 ve 05.07.2018 tarihli ilamı için bkz: Lexpera İçtihat Bilişim Bankası.